top of page

3 dakikada Bitcoin

Henüz Adem ile Havva’dan mütevellit bir hayatın var olduğu günlerde değer değişimleri sadece güven üzerine inşa edilirdi. Küçük yerleşim yerlerinde hala büyük önem taşıyan adının kötüye çıkmaması hassasiyeti o günlerin temel akçesiydi. Güven tamamen kişilerin itibariyle ilişkiliydi ve aksini düzenleyen mekanizmalar kurulmamıştı.




Üremeci ve yayılmacı genlerimiz nüfus artışına sebep oldu. İtibarı takip etmek ya da kime güvenilip kime güvenilmeyeceğini belirlemek olanaksız hale gelmişti. İtibari değişim yerini, değerlerin değişimi için yeni gerekli akçe olan paraya bıraktı. Artık kişilerin şahsi güvenilirliğinden çıkan ticaret, değer değişimlerine aracılık edip onaylayan kurumlar ile yürümeye başladı. 

“Güven sağlamakla yükümlü kurumların kimi zaman kapitalist, kimi zaman siyasi ve aslında çokça insani kusurlardan kaynaklanan suistimale açık bir yapıları var.”

Oysa güven üzerine idealize edilmiş bu yapılar o kurumları yaratan ya da yöneten kişiler kadar güvenilir. Bunun en güzel örneği 2008’de Amerika’da patlak veren ve dünyayı çok büyük ölçüde etkileyen Mortgage Krizi. Yatırım ve finansman şirketleri, ellerindeki fonları daha yüksek kar elde etmek için yüksek riskli gruplara satmış, o satışların geri ödemelerinde yaşanan problemler ile başlayan büyük kriz, hem finans şirketlerine hem de bu ekonomik modele karşı duyduuğumuz güveni yerler bir etmişti. Sahip olduğumuz tasarrufları başkalarına kredi olarak satsın ve kazancı ile birlikte bize iade etsin diye emanet ettiğimiz büyük finans kurumları yüksek kapitalist hayallerinin kurbanı oldu ve dolayısıya tüm ekonomik sistem bu süistimalden doğrudan veya dolaylı olarak etkilendi



Tam da bu dönemde kimliği halen meçhul Satoshi Nakamoto’nın “Bitcoin, kişiden kişiye elektronik nakit sistemi” adlı makalesi, mevcut finansal düzene yeni bir alternatif önerdi.  Makelenin tanışma bölümündeki ilk cümle “İnternet üzerinden ticaret, neredeyse tamamen, elektronik ödemeleri işlemek için güvenilir üçüncü şahıslar olarak hizmet veren finansal kurumlara dayanmaya başladı. Sistem çoğu işlem için yeterince iyi çalışsa da, yine de güvene dayalı modelin içsel zayıflıklarından muzdarip" diyerek mevcut sistemin güven zayıflıklarına karşın yeni bir öneri getiriyordu.


Bitcoin bugün nakit olarak tarif ettiğimiz cebimizdeki kağıt paranın elektronik versiyonu. Bir tür "dijital anonim varlık."

Anonim bir dijital varlık olarak hem kripto borsalarda işlem görmesi sebebiyle hisse senedi gibi, anlık alım satım gücü sebebiyle para gibi davranabilen Bitcoin için yeni bir tanım bulmaktan ziyade Satoshinin makalesinde bahsettiği “anonim dijital para” kavramı çok mühim. 


Bitcoin ve üzerinde çalıştığı Blockchain teknolojisi anonim bir elektronik nakit transferi modeli sunarken, bunu merkezi olmayan mimarisi, bu dağıtık sunucuların kullandığı paylaşımlı kayıt defteri, tarafları ve işlemin gizliliğini sağlayan hash fonksiyonu ve bu işlemlerin dağıtık sunuculardaki onaylama mekanizması olan konsensüs algoritmaları ile işlem güvenliğini matematiğe dayandıran yeni bir sistem öneriyor. Sistemin merkeziyetsizliğini sağlayan ve şu an dünyanın çeşitli noktalarındaki bugün itibariyle 9.590 olan node (basit anlatımıyla ağdaki bilgisayarların bağlantı noktaları) ve bu "node"'lar üzerinde, konsensüs algoritmaları ile yapılan işlemlerin onayını sağlayan madenciler sistemi özel ve benzersiz kılan unsurlar.


Birisine nakit vermek kadar anonim ve üstelik dijital. Ekonomik model olarak yeni bir öneri getirmesi, özellikle anonimliği ile güveni, kurumların merkeziliğine değil teknolojinin dağıtıklığına dayandırması ile çokça ilham veren bu dönüşüm sonrasında Blockchain 2.0 olarak tarif ettiğimiz akıllı kontratlar ve sonrasın yeni yeni hayatımıza giren NFT’ler (Blochchain 3.0)  ile evrimini sürdürmeye devam ediyor. Artık sözleşmelerimizdeki koşullar oluştuğunda yapılması gerekenleri avukatlardan değil algoritmalardan bekliyoruz ya da sahip olduğumuz entellektüel bir değerin telifinizi dijital bir varlık olarak satabiliyoruz. Üstelik hemen her şeyin henüz başındayız. İnsana değil matematiğe, kurumların merkeziliğine değil teknolojinin dağıtıklığına güven öneren bu yeni dünya düzeni tıpkı dünyadaki tüm diğer sistemler gibi hala kusursuz olmayabilir ancak uzun süredir dünyanın sorunlarına en iyi çözüm olarak sosya ekonomik hayatımızı domine eden liberal kapitalist sisteme yaratabileceği alternatif vaatleri açısından çokça umut ve ilham verdiği kesin.

bottom of page